- yıldız
- is.1. (天空中的)星, 星体, 星辰: \yıldız grubu 天́ 星座 \yıldız günü 恒星日 \yıldız kümesi (或 yığınları) 星团 \yıldız yağmuru 流星雨 \yıldız yılı 恒星年 beşinci kadirden \yıldız 五等星 Çorban \yıldızı 天́ 金星 gezegen \yıldız 行星 kuyruklu \yıldız 慧星 Merih \yıldızı 天́ 火星 Şimal \yıldızı 天́ 北极星 Bu gece gökyüzü bulutlu olduğu için yıldızları göremiyorum. 今晚由于天空有云, 我看不见星星。2. 名人, 名星: sinema \yıldızı 电影明星3. 海́ 北; 北风4. 星形, 星状物, 表示军衔的星状标志; 星号, 星标(*): \yıldız işaretiyle göstermek 用星号标出 kızıl \yıldız 红星 Türk Bayrağındaki yıldız beş köçelidir. 土耳其国旗上的星是五角星。5. 幸运, 运气; 福气; 命运; 机缘◇ \yıldız akmak (星在天空)快速移动, 快速流动; 坠落 \yıldız barışıklığı 和好, 和解 \yıldız kaymak (星在天空)快速移动, 快速流动; 坠落 \yıldıza kement atmak 1) 眼高手低, 好高务远 2) 有进取心, 有事业心, 有魄力, 有胆有识 \yıldızı barışık 有人缘的, 情投意合的: Benim, Yılmaz’la yıldızım barışıktır; uyum içinde yaşarız. 我和耶尔马兹情投意合, 和睦相处。-le \yıldızı barışık olmak 有人缘, 情投意合 \yıldızı barışık parlak 幸运的, 走运的, 有福气的 \yıldızı dişi 讨人喜欢的, 惹人爱的 \yıldızı düşük (或 düşkün) 不走运的, 不幸的, 背时的, 事情不顺遂的 \yıldızı parlamak 福星高照, 走红 \yıldızı sönmek 倒运; 没落, 破落; 黯然失色; (生命等)结束: Hasan esasen yıldızı sönmüş bir burjuva ailesinin oğluydu. 哈桑原本是一个破落资本家的儿子。Yeni sanatçılar ortaya çıkınca eskilerin yıldızı söndü. 新的艺术家一出现, 老的艺术家就黯然失色了。\yıldızına bakmak 看星相 \yıldızları barışmamak 与…不和, 与…搞不好关系: Allah onların yıldızlarını barıştırsın! 真主保佑他们和睦相处!Bu hoca ile yıldırım barışmıyor. 我和这位老师相处不好。\yıldızları saymak 夜里睡不着觉: Yıldızları sayarak bekliyordum sabahı. 我数着星星等着天亮。
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.